Özgeçmiş

Ercüment Tarhan Iğdır’ın Bayraktutan köyünde yedi çocuklu çiftçi bir ailenin ikinci çocuğu olarak dünyaya geldi.(1956)
İlkokulu köyde, ortaokul ve lise eğitimini Iğdır’da tamamladı.(1974)
Resimle buluşması ilkokulda, şiirle tanışması ortaokul yıllarına rastlar. Şiirleriyle çeşitli yarışmalarda ödüller alır. Lise yıllarında artık resim defteri bir cebinde, şiir ise diğerindedir. “Ayaklar” adlı şiiri ile “1971’in Genç Şairleri’nden biri” olmuştur.
Iğdır’daki iki yerel gazetede sık sık şiirleri yayımlanır. Resim öğretmeni ile ancak lise yıllarında ve ancak bir dönem karşılaşır. Böylece Güzel Sanatlar Akademisi de ufukta belirmeye başlar. Lise biter ancak iki yıl sonra Akademi’nin yolu açılır.(1977) Bu arada çevredeki köy ilkokullarında iki yıl vekil ögretmen olarak çalışır. “Babamı takdir ediyorum” der zaman zaman resmine modellik de yapan eski bir dostuna. Onun ne kitap okumasını ne de resmi seçmesini hiç sorgulamadığı için. Iğdır’daki tek kitapçıya her ay dört adet gelen ve üçü satılmayıp geri gönderilen tek sanat dergisinin tek okuyucusu o olmuştur lisede iken. Ondan sonra İstanbul’a geliş ve döneminde birincilikle mezun olduğu Güzel Sanatlar Akademisi’nde geçen ögrencilik yılları.(1977-1983) Ve ardından da malum bu ülkede ressam olmanın yoğun bir bedel gerektiren yasamı. Ama bu yaşam, onun için tutkunun da ötesinde, neredeyse görülende görülmez olanın çağrısına verilen bir yanıt, dünyanın tenine dokunurken duyduğu bir sorumluluk. İyi bir resim yaptığı zaman onu tüm sıkıntıların ağırlığından bir anda kurtaran, resim ters gittiği zaman allak-bullak eden vazgeçilmez bir tinsel deneyim demek. 1983’te Akademi’yi bitirirken yaptığı “Mezuniyet resmi”ndeki bir figürdüm. Modellik deneyimim Ercüment Tarhan’ın resmi ile sınırlıdır ve bu deneyim içinde onu pek çok kez izleme fırsatını buldum. Tam da bu yüzden belki, ona modellik etmek hiç sıkıcı olmadı. Onu, resminde kendini silen ama aniden tuvalin her yerinde ortaya çıkan bir ressam, bazen sessiz bir kendiyle tartışma yaşayarak, gün ve gece boyunca aradığına hep bir mucize eseriymiş gibi kavuşan bir sanatçı olarak tanıdım. Ercüment Tarhan, benden oldukça büyük olmasına rağmen, kafasında yaş, cinsiyet, toplumsal statü gibi takıntıları hiç olmadığından ve başkasının farklılığını yok etmeye değil, resminde görmeye çalışan kişisel açıklığı yüzünden olsa gerek, ara sıra atölyesine uğrayıp yanında kendi dertlerimi unutup resmin dünyasına girdiğim bir insan haline geldi. Onun karakterinin en önemli özelliği bu olsa gerek diye düşünüyorum geriye bakınca” der o eski dostu, yıllar önce sanatçıyla ilgili yazmış olduğu bir anısında. (Gösteri Dergisi 2000) 1990 yılında atölyesini Ankara’ya taşıyarak bir birliktelik gerekçesiyle İngiltere’ye gider. İki yil resim çalışmalarını orada sürdürür. Evliliğini gerçeklestirir( Sosyolog Ayşe Durakbaşa ile) ve oğlu (Nisan) orada dünyaya gelir. İngiltere’de yaptığı resimlerle ilki Essex’de (Mayıs 1991) diğeri ise Londra’da (Haziran 1991) olmak üzere iki sergi gerçekleştirir. Siyah defterler oluşmaya başlar (1991) Orada yaşadığı süre içinde eski ustaların önemli sergilerini görme fırsatı bulur. Sık sık müze ziyaretlerinde bulunur. Kuzey İngiltere (İskoçya) ve Amsterdam seyahatleri ile soğuk ama aydınlık kuzey resmiyle yakın bağlar kurmuş olarak yurda döner.(1992) Resim, topyekün bir zaman ugraşı olmustur. Bu nedenle İstanbul’da ilköğretim kurumlarındaki zorunlu resim ögretmenliği, sağlığının giderek bozulmasıyla kısa sürer.(1994-1996) “Kimliksizleşen Coğrafya ve Kaybolan Kökler” temalı sergiyi düzenler.( 1999-Prof.Ayşe Durakbaşa ile) “Cumhuriyet’99” konulu sergiyi düzenler.(1999) Küçük oğlu ( Ali Cemre ) dünyaya gelir.(2000) Ailevi nedenlerden dolayı Muğla’ya taşınır. Resim çalışmalarını iki yıl orada ve İstanbul’daki atölyesinde bir arada sürdürdükten sonra (2002-2003) İstanbul’a döner.(2004) Ercüment Tarhan, resminde deseni, dokuyu ve ışığı önemseyen, gerek aykırı renk anlayışıyla, gerek siyah-beyazın sınırlarını zorlayarak olsun hep kendine özgü temalarıyla oluşturur sessizliğin şiirsel dilini. “Geceye Dair”, “Kadın ve Elma”, “Bahçenin İçinde”(İngiltere), “Kadın, Bahçe ve Suya Dair”(İngiltere), “Yolculuk Resimleri”, “Yolculuklar, Nesneler, Yüzler” gibi başlıklar onun şimdiye kadar gerçekleştirmiş olduğu sergilerin başlıca temaları arasındadır. Sanatçının yapıtları; Almanya, Amerika, Avusturya, Brezilya, Hollanda, İrlanda, İsviçre, Kanada ve yurdumuzda çesitli müze ve kolleksiyonlarda yer almaktadır.

Sanatçı çalışmalarını atölyesinde sürdürüyor.

“Parça-Bütün” adını verdiği son çalışmalarını atılmış çeşitli renk ve dokudaki kağıt kırpıntılarıyla oluşturur.
Onlardaki renk ve doku katmanları geçmiş resimlerinin izlerini taşımış olsa da kendine özgü bir estetik arayışın ürünleridir.